follow us on twitter . like us on facebook . follow us on instagram . subscribe to our youtube channel . announcements on telegram channel . ask urgent question ONLY . Subscribe to our reddit . Altcoins Talks Shop Shop


This is an Ad. Advertised sites are not endorsement by our Forum. They may be unsafe, untrustworthy, or illegal in your jurisdiction. Advertise Here Ads bidding Bidding Open

Author Topic: Ekonominin yüksek oranda büyümesi iyi midir?  (Read 1456 times)

Offline Marshal

  • Legendary
  • *
  • Activity: 1333
  • points:
    8133
  • Karma: 43
  • Turkish Old Moderator @Leteravian
  • Trade Count: (0)
  • Referrals: 2
  • Last Active: January 18, 2022, 11:18:25 AM
    • View Profile

  • Total Badges: 21
    Badges: (View All)
    10 Posts First Post Fifth year Anniversary
Ekonominin yüksek oranda büyümesi iyi midir?
« on: June 14, 2018, 05:27:23 PM »
Yapısal ekonomik sorunların yanında özellikle son dönemlerde yaşadığımız döviz kuru artışlarına/baskılarına dair bir analiz paylaşmak istiyorum:

Yakın zamanda açıklanan büyüme rakamlarını sıkça duyuyor ve hatta açılan başlıklarda da sıkça görüyoruz.Türkiye ekonomisi yüksek bir oranda (%7.4) büyüdü.Evet görünüşte bu rakam bizleri cezbediyor.Fakat realitide Türkiye ekonomisi için yüksek büyüme oranları içinden geçtiğimiz konjonktürde iyi midir?

Öncelikle malumunuz Türkiye’nin şu anda en büyük sorunu döviz açığı sorunudur.Bu sorun da yeni değildir.Özellikle 1950 yılından sonra hemen hemen her on yılın sonunda Türkiye döviz sıkıntısı ile karşı karşıya kalmış ve çoğu zamanda rahmetli Demirel'in deyimiyle 70 cente muhtaç kalmıştır.Peki şimdi durum neyin göstergesidir?Neden 70 cente muhtaç kalıyor ve akabinde büyük,derin krizler yaşıyoruz.Durum özetle şudur: Yaklaşık 450 milyar ABD Dolar’ı dış borcumuz var.Bu bilinen bir gerçek. (Özel sektörün payı yaklaşık 350 milyardır diğeri kamu sektörünün borcu). Bu borcunda önümüzdeki yıl ödenmesi gereken tutarı (dış borç çevrim tutarı) yaklaşık 200 milyar dolara tekabül ediyor. Dolayısıyla gerek yurtiçi gerekse yurt dışı (bizi her zaman yıkmak isteyen iç ve dış güçler de dahil) kaynaklı faktörlerin tetiklediği bir bahane ile döviz kurları artma eğiliminde olması olağandır.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının(TCMB) brüt döviz rezervi 110 milyar dolar civarında olmasına bu artma eğilimi devam ediyor,etmekte.

Bilakis 1994 krizi öncesi 1993 yılında, 2001 krizi öncesi 2000 yılında, dış ticaret ve cari açığımız rekor düzeylerde açık vermişti.Keza takip eden yıllarda finansal krizler yaşandı.Peki bu kriz yıllarında ne oldu?Örneğin, hem 1994 , hem de 2001 yılında dış ticaret açığımız ciddi oranda kapandı ve hatta cari işlemler dengemiz her iki yılda da fazla verdi.Fakat buna karşın, 1994 yılında ekonomimiz %6,3 , 2001 yılında ise %9,5 küçüldü.

Bu verilerden şu sonuca ulaşılır: Türkiye ekonomisi yüksek büyüdüğü dönemlerde ciddi dış ticaret ve cari açık sorunu ile karşı karşıya kalmıştır. Çünkü yüksek büyüme dönemlerinde ithalat(dış alım) patlamaktadır. Bunun nedeni de, ithalatın %75'inin hammadde, %15'inin yatırım/sermaye malı olmasıdır.Bir başka ifadeyle %90’lık kısmı yüksek büyüme için kullanılmaktadır. Kriz yıllarında ise, büyüme oranı düştüğü için ithalat kapasitesi ciddi azalmaktadır. Yakın tarihe göz atacak olursak:

Mesela Türkiye ekonomisi 2014, 2015, 2016 yıllarında ortalama %3-4 arasında büyümüştür. Dolayısıyla dış ticaret açığı daralmış ve cari açıkta sorun olmaktan çıkmıştır. Ancak 2017 yılında %7,4 büyümemiz ve her zamanki gibi ithalatı(dış alımı) arttırmış ve bu da cari açığı ciddi sayılabilecek ölçüde bozma eğilimine sokmuştur.Cari açık + dış borç + yurtiçi ve yurtdışı olumsuz faktörler beraberinde kur artışlarını getirmiştir.

Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi, döviz açığı ve özellikle 2010’lı yıllarda özel sektörün dış borcudur.Yüksek büyüdüğümüz zaman, yapısal sorunlar çözülemediği için, dış ticaret açığı da, cari açıkta (ikisinin birlikte görünmesine ikiz açık denir ki buna kamu sektörünü de dahil ederseniz üçüz açık sarmalına doğru bir anafora/hortuma doğru yol almış olursunuz.) ve hatta kurlarda artma eğilimine girecektir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir sayın arkadaşlar.Bu da finansal krizlere zemin keza bizde geçmişti ve hatta maalesef yakın gelecekte de görüleceği üzere krizlere zemin hazırlamaktadır.Özetle TÜRKİYE’NİN bu şartlarda, YÜKSEK BÜYÜMEYE DEĞİL, İSTİKRARLI BİR SEVİYEDE/ORANDA (örneğin her yıl yüzde 4,5 veya 5 gibi) BÜYÜMESİ DAHA UYGUN ve MANTIKLI OLACAKTIR.Bir başka ifadeyle dışa bağımlı/hormonlu büyüme yerine ihracata dayalı büyüme modelleri baz alınmalı.Vücut geliştirip 50cm kol yapacam diye gidip anabolik streoid alıp 1-2 ay söneceğine kendi köyünün tavuğunun etini,yumurtasını ye 35cm kol yap 2 günde de sönüp ele güne rezil olmama durumu aslında.

Evet,peki çözüm nedir,ne olmalıdır?Kısaca yüksek büyüme dönemlerinde döviz açığımızı artırmayacak yapısal bir ekonomi politikası uygulanmasıdır. Onun da olmazsa olması katma değeri yüksek,sermaye yoğun ürün üretip satmak yani ihracattır(dış satım). Hem döviz açığımız artmaz, hem de ihracat büyümeye ciddi katkı sağlar. (Güney Kore gibi)

Güney Kore demişken.Bilakis son günlerde seçim mitinglerin,televizyon reklamlarında Güney Kore örneği veriliyor.İşin evveliyatına baktığımızda Türkiye ekonomisi aynen Güney Kore gibi 1980 yılından sonra “ihracata dayalı büyüme modelini” benimsemişti.Fakat  Güney Kore bunu başardı.Örneğin Güney Kore ile Türkiye’nin kişi başına düşen geliri 1980 yılında hemen hemen aynı iken, şimdi bizim kişi başına düşen gelir 9000 $ , Güney Kore’nin ise 30.000 bin dolar civarındadır. Çünkü Güney Kore, ihracata dayalı büyümeyi becerip global düzeyde markalar yaratmıştır.Biz ise maalesef enerji bakımından dışa bağımlı ekonomimiz içerisindeki emek yoğun montaj/fason sanayimizle cebelleşip durmaktayız ve Güney Kore gibi küresel markalarımız henüz tam anlamıyla oluşmadı.Özellikle son zamanlarda siyasetçilerin Güney Kore örneğini göstermesi biraz bu realiteye abes-e iştigaldir.Önceki hükümetler de dahil bir vatandaş olarak şunu sorarım mesela ben: 1980'den sonra ne oldu da Güney Kore'deki vatandaş benden 3 kat daha zengin hale geldi ve ben niye gelemedim?

Maalesef bizler hala Merkez Bankası faizleri ne kadar artırır ise, döviz kurları düşer zannediyoruz.Sanki TCBM ekonominin bütün yükünü çekmek durumundaymış gibi.(Bu arada Türkiye Cumhuriyeti değil TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI'dır.Genelde görsel ve yazılı basında "Cumhuriyeti" şeklinde yanlış yazılmaktadır.Neyse devam edelim kaldığımız yerden.)
Kur zaten artacağı kadar artmış.Bundan sonra düşse nereye kadar düşecek?Size basit bir soru: ekonomide yapısal değişiklikler olmadı sürece 2019'un ilk çeyreğinde 1$=3tl mi olur yoksa 1 dolar = 6-7tl mi olur?En başta bu yapısal (en önemlisi ihracat) sorunu çözmedikten sonra, Merkez Bankası’nın geç kalınmış faizleri artırması hiç bir işe yaramayacaktır.Eviniz yanıyor siz de yangını bahçe hortumuyla sulayarak söndürmeye çalışıyorsunuz.Buna ek olarak ABD'den yeni bir faiz artışı daha geldi.Yatırımları dışlıyor diyerek faiz arttırmayalım mı diyecekseniz kendi merkez bankanıza?Yoksa yapısal çözümler getirerek bu döviz baskını kontrol altına mı alacaksanız?Özüyle mesele bundan ibarettir.

Alıntıdır
« Last Edit: June 14, 2018, 05:29:50 PM by Marshal »

Altcoins Talks - Cryptocurrency Forum

Ekonominin yüksek oranda büyümesi iyi midir?
« on: June 14, 2018, 05:27:23 PM »

This is an Ad. Advertised sites are not endorsement by our Forum. They may be unsafe, untrustworthy, or illegal in your jurisdiction. Advertise Here Ads bidding Bidding Open


Offline alidurmaz

  • Legendary
  • *
  • Activity: 1374
  • points:
    3118
  • Karma: 30
  • Trade Count: (0)
  • Referrals: 2
  • Last Active: January 15, 2022, 09:35:48 PM
    • View Profile

  • Total Badges: 21
    Badges: (View All)
    10 Posts First Post Fifth year Anniversary
Re: Ekonominin yüksek oranda büyümesi iyi midir?
« Reply #1 on: July 18, 2018, 08:59:54 PM »
Yazılanlara katıldığım yerlerde var katılmadığım yerlerde var.
Büyümeye en cok katkıyı yapan inşaat sektörü kabul ediyorum ama ekonomimiz sadece betonla büyümedi. Sadece inşaatla büyümüş olsaydı ihracatımız bu kadar artmazdı.
TÜİK verilerine göre, sanayi üretim endekslerinin takvim etkisinden arındırılmış yıllık değişim oranları şöyle:
2014   3,5
2015   2,9
2016   1,8
2017   6,3

Ekonomi büyürken reel sektörde üretiminiz yoksa veya azsa dış ticaret açığı vermeniz gayet doğal. Üretmediğiniz bir otomobilin, telefonun vs en lüksünü kullanmamız malesef bu dış ticaret açığını artırmıştır.
Güney kore ile kıyaslamışsınız. 2002 den beri Güney Kore Türkiye'nin yaşadıklarının ne kadarını yaşadı? Bizler kendi kendimizin başını yemekten dışarıya bakmaya fırsatımız olmadı olamadı.
Birde Güney Kore halkının yerli üretime verdiği destek ne durumda? Buna da değinirseniz çok daha güzel olur. Samsung veya Hundai ilk çıktığında ürettikleri ürünler çok mu iyiydi? Biz daha vestel, casper, turkcell kullanmıyoruz. Küçük bir bilgi 2007-2017 yıllarında ithal ettiği cep telefonları için 23 milyar 708 milyon 146 bin 266 dolar ödedik. Bu tutar Yeni hava limanı maliyetinin iki katı.

Tayyip Erdoğan yıllardır yerli otomobil üretmeliyiz diye bas bas bağırıyor ve daha üretemedik. 2017 yıl gerçekleşen otomotiv satışlarının 340 bin 306’sını Türkiye’de üretilen otomotivler, 615 bin 888’i ise ithal otomotivlerden oluştu.
616 bin adet aracı ithal etmişiz.

Hükümetin geçenlerde yaptığı eylem çok hoşuma gitti. İthalatı azaltacak ürünleri üreteceklere destek vermeleri. İşte bizi esas büyütecek budur.

Hükümetin yanlışları yokmudur, elbette vardır. Mesela Tarım sektörü, Hayvancılık sektörü, Resmi kurumların fuzuli para harcamaları, Bunları yeri geldikçe eleştiriyorum eleştireceğim de ama bu kadarda acımasız olmayın.


Aşağıda Bir bloktan aldığım güney kore raporunu paylaşıyorum. Hem bizlerin hem devlet yöneticilerinin Kepi önümüze alıp düşünme vakti.

Güney Kore Güney Kore'de yaşam ve tasarruf
Güney Kore'de yaşam ve tasarruf
Aydınlık Karanlığı Yenecektir. Kore birleşirse Kuzeyi de aydınlanacak.
Güney Kore "Han Nehri Mucizesi"

Kore 1910'da Japonya idaresine girdi. 35 yıllık beraberlik 1945'de Japonların 2. Dünya savaşı  yenilgisi ile sona erdi. Kuzeyden Sovyetler, Güneyden Amerikalılar Kore'yi işgal etti.  Sovyet ve Amerikan ideolojik anlaşmazlığı sebebiyle neticede  Kuzey ve Güney Kore oluştu.

Günümüzde Kuzey Kore, Kim ailesinin komunist yönetimi altındadır. Alanı 120bin km2, nüfusu 25 milyon. 40 milyar $ hacimli bir ekonomi. Kişi başı yıllık ortalama geliri alım gücü iyileştirmesiyle 1800$'dır. İşsizlik %25 düzeyindedir. Devlet geliri 3.2 milyar$, gideri 3.3 milyar$'dır. Kuzey Kore'nin nükleer gücü var. Kuzey Kore ekonomik olarak fakir, askeri harcamaları fazla, halkının refah düzeyi düşük, uluslararası ilişkilerinde izole durumdadır. İleride Güney Kore ile birleşmesi umulan, yakında iflas edecek, yıkılacak bir ülke olarak görülmektedir. Kuzeyde Çin ve Rusya ile komşudur.

Güney Kore yaklaşık 100bin km2 alana haiz bir yarımada ülkesidir. Nüfusu 50 milyon. 1953'te Kore savaşı sona erdiğinde savaşta 3 milyon insanını kaybetmiş, çok fakir ve kişibaşı yıllık geliri 67$'dı.         ABD geliri o zaman 2449$ ve Güney Kore gelirinden 36 kat daha fazlaydı 2449/67=36.6.

Güney Kore, 2015 itibariyle ekonomisi 1.8 trilyon dolar büyüklüğünde ve kişibaşı yıllık geliri 35 300$'a ulaşmıştır.  İş gücü 26 milyon ve işsizlik %3 civarındadır. Yüksek kazançlı %10 nüfus servetin %38'ine sahiptir. Hükümetin 2014 yaklaşık geliri 351 milyar $, gideri 337 milyar$'dır. Ülke ihracatı 573 milyar$, ithalatı 526 milyar$'dır. Güney Kore 60 yıl içinde,  gemi, tanker, otomobil, çelik ve sanayi üretimi gelişmiş, Olimpiyat Organizasyonu yapan, Dünya'nın onikinci (12.) büyük ekonomisidir. İhracat ve ithalatında en önemli üç ülke Çin, ABD ve Japonya'dır. Suudi Arabistan, Katar ve  Avustralya bu üç ülkeyi takip etmektedir.

Güney Kore ekonomik gelişmesi  "Han Nehri Mucizesi" nasıl oldu?                                         

Güney Kore yokluk  ve harap durumda Kore savaşından çıktıktan sonra uzun yıllar ABD yardımı aldı. Bu yardımın toplam değeri bağış ve borç olarak 1946-78 dönemi için  60 milyar$  hesaplanmaktadır. Alınan yardımlar devleti yönetenler tarafından akıllıca beş (5) yıllık planlarla  ikame ekonomisi ve aile şirketlerinin gelişmesi için harcandı.  Özellikle Başkan Park (1961-1979)  vergi kesintisi yaparak, hükümet kredisi vererek, standartlarda esnemelere izin vererek şirketlere teşvikte bulundu ve  devlet destekli aile şirketleri oluşturdu. Bu şirketler o dönemdeki Amerikan tavsiyesi olan küçük ve orta ölçekli şirket kurulmasından farklıydı. Güney Kore yüzdeyüz okur yazar bir toplum olarak, üretim ve ihracat yapmayı hedefleyen bir model izledi. Alınan dış borçlar verimli alanlarda kullanıldı ve yabancı yatırımcılar önce iç ihtiyaç üretimine yatırım yaptı. Yatırımlar,  kâr transferine dayanacağından yabancı yatırımcıların para transferleri engellenmedi. Araştırma geliştirme ve yurt dışında eğitim önemsendi. Japonya'dan yarı iletken teknolojisi desteği alındı. Hükümetler ham madde ithali, teknoloji transferi ve eğitim için para harcadı. İşçi sınıfı az paraya razı oldu ve halk uzun yıllar tüketim ekonomisinden uzak durdu.

Kore  1997 Asya finansal krizi olduğunda ihracat azalması ve işsizlikle yüzyüze geldi. Kriz, Kore gibi Borç/Özkaynak oranı yüksek olan, kısa dönem borçları fazla olan ülkelerin ekonomilerinin uzun dönemde sıkıntılara girebileceğini ve finans sektörünün yeterince disiplinli olmadığını gösterdi. Halk, Hükümetin borçlarını ödeyebilmesi için altın yüzük, bilezik ve mücevher bağışında bulundu. Elde edilen 227 ton altın (2015 değeri yaklaşık 7.5 milyar $) IMF'den alınan 54 milyar $  borç taksit ödemesinde ve dengeli bütçe için kullanıldı.

Kore'de ekonomi 1998'de  %7 ve 1999-2000  yıllarında %9 gelişti. 2003-2007 döneminde ekonomide ortalama %4 gelişme oldu. 2008 krizi Güney Koreyi olumsuz etkiledi. Ancak tedbirler alınmaya çalışıldı. Kore gibi ihracata dayalı ekonomiler örneğin Japonya, Almanya ve Çin  uluslararası finans krizlerinden etkileniyorlar çünkü krizler ticari faaliyetleri azaltıyor. Çözüm olarak kriz dönemlerinde iç pazar canlı tutulmaya çalışılıyor. 2015 itibariyle öngörülen kalkınma hızı %3-4 arasındadır.

Kore halkı  50 yılı aşan bir süre, 2000'li yıllara kadar günlük yaşamında fedakarlıklar yaptı. Günümüzde aileler çocukların eğitimine çok para harcıyor ve Güney Kore'de doğum oranının düşük olmasının, (Kore'de aile doğum oranı bin kişide 1.2, Türkiye'de 2.0)  ana sebeplerinden biri eğitim mali yükünün fazla olmasıdır. Amerika, İngiltere ve Japonya'da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın %3'ü, Güney Kore'de %6'sı eğitime gitmektedir. Koreli aile, çocukları geride kalmasın diye İngilizce, Fen bilgisi veya diğer alanlarda harcamaktan kaçınmıyor. Yaşlı Güney Koreliler Japonları ve Çinlileri sevmez. İkinci Dünya savaşı dönemi Japon işgali sırasında Kore dilinin yasaklanması, eğitimin Japonca yapılması, Koreli kadınların Japon erkeklerinin moralini yükseltmek için hizmet vermeye zorlanması ana sebepler sayılabilir. Çinliler de Kore savaşı, Kore'ye gelen Çin'li göçmenler ve son zamanlarda Çinli balıkçıların Kore sularında avlanması ile negatif bir profile sahipler. Ancak bu iki kuvvetli komşu Kore'nin rekabetçi olmasında  destek sayılabilir ve aralarındaki ticari ilişki üst düzeydedir.

Tasarruf: Kore'de hane tasarruf oranına bakıldığında 2008-2015 dönemi için ortalama %4.5'dur. Bu oran 1997-2008 döneminde  %7.6'lar düzeyinde ve daha önceki yıllarda %25'ler seviyesindeydi. Azalma, Kore'de son zamanlarda gelir kadar, giderin de arttığını gösteriyor. Koreli aile yaşamında önemli istekler, ev sahibi olmak, çocuğuna iyi bir tahsil sağlamak, evlilik parası biriktirmek, emekliliğe hazırlık ve acil durumlar için tedbir almaktır. Korelinin refahı artarken harcaması artmakta, kredi olanakları gelişmekte ve kazanılan para öncelikli alanlara harcanmaktadır. Bankalardan kredi çekme kolaylığı Korelileri borçlandırmıştır. Ev alan Koreli, borcunu ödemektedir. Tasarrufun 2010 sonrası  daha az olması faizlerin, enflasyondan daha az olması görüşüyle de açıklanmaya çalışılmaktadır.

Kore'de bir başka husus  brüt tasarruf (gross saving) dediğimiz şirket kârlarının ve başka ülkelerdeki kazançların dahil edildiği tasarruf oranının yüksek olduğudur. Bu tasarrufun ortalaması 2010-14 dönemi için %34.4 düzeyindedir. Dolayısıyla Koreli ailelerin birikimi az, ama Kore'nin birikimi çok diyebiliriz.

Kore'de son on beş yıl banka faizleri %5.3 ile %1.5 aralığında seyretmiştir. Kriz zamanları faizler artmaktadır. 2015 yılı faizi ortalama %2'dir (%2.5-1.5 bandında). Enflasyon 2008'de %4.7 ve 2011'de %4 tepe değerlerini görmüş en düşük olarak da %1.3 düzeyinde olmuştur.

Koreliler: Başka ulusların değerlendirmesinde Korelilerin milliyetçi oldukları, çevreye saygılı oldukları, heyecanlı, aceleci oldukları, akıllı telefonlarını göz takibinde tuttukları, gençlerin  teknoloji düşkünü ve Newyork, Paris ve Londra giyimini takip ettikleri söylenmektedir. Kamu çalışanlarının, yurttaşlara etik davranması yasalarla güvence altında olup, önemlidir ve Kore'de rüşvet azdır. Koreliler sorulduğunda %3'ü bir işi yaptırmak için rüşvet vermek zorunda kaldığını söylemiştir. Herkesin ufak veya büyük miktarda bile olsa ödemesini kredi kartı ile yapması teşvik görmektedir. İnternet kullanımı çok yaygındır.

Koreli erkek:  Ailenin reisidir. Baba  olarak  yiyecek, giyecek ve ev temininden sorumludur. Evin reisi önce ebeveynlere, kardeşlerine ve takiben eşine ve evlatlarına karşı sorumludur. Ailelerin 500 yıllık soyağacı vardır. Yaşça büyüğe eğilerek selamlama ve saygı gösterme adeti vardır.  Koreli  çok çalışır diyebiliriz. OECD ülkeleri yıllık çalışma süresi ortalaması 1773 saat, ABD ortalaması 1789 saat iken, Korelinin ortalaması 2163 saattir.

Koreli kadın: Eskiden var olan evinde ailesiyle ilgilenen, doğum yapan, kocasının ardında duran  kadın modeli artık yoktur.  Fabrikaların üretim hattında, tekstilde, bankalarda ve mağazalarda milyonlarca kadın çalışıyor. Samsung bazı bölüm başkanlarına (CEO)  kadın atadı. Kadınların iş hayatındaki rolü gittikçe artmaktadır. Son delil Güney Kore'nin üçüncü Başkanı Park Geun-hye, general Park'ın kızıdır.

Gençler: Koreli kızların köprülü bir burun ve iri gözlere sahip olmak istediği doğrudur. Evlilik iki ailenin birleşmesi olarak görülmektedir. Anne baba desteki tanışmalarla  ve  gençler arası grupların iletişimi ile yapılan evliliklerin sayısı birbirine yakındır. Evlenme masraflıdır. Aileler bu masrafı çocuklarına olabildiğince az hissettirmeye çalışır. Gelin tarafı mobilya, beyaz eşya, erkek tarafı ev temin masraflarını ödemektedir. Evlilik töreni, balayı masrafları %50 paylaşılmakta ve aileler arası karşılıklı hediyeler alınmaktadır. Kızlık soyadı evlilik sonrası muhafaza adilebilmektedir.   

Genç kız veya erkek mezunlar için Hyundai, Samsung, Daewoo, LG gibi aile holdinglerinde iş bulmak önemli başarıdır.  Chaebels denilen bu aile şirketleri birbirinden farklı alanlarda çalışır. Örneğin Samsung televizyon ve akıllı telefon üreten elektronik bölümü yanında petrol tankeri üreten, ülke çapında hayat sigortası şirketleri ve otel zinciri iştirakleri ile tüm Dünya'da tanınmaktadır. Holding, aile şirketi veya hanedanlık denilen bu şirketlerin Batı şirketlerinden farkı şudur. Batı şirketlerinde şirket sahibi ve yönetim ayrı tutulur. Bu şirketlerde ise kararlar aileden olan patronlar tarafından yapılmaktadır. Aileden gelen patron, son kararı verebilmektedir. Tabii bu ailelerin şirketleri Hükümet isteklerine göre çalışma alanlarını seçmiş ve devlet isteğine uygun alanlarda yatırım yaparak teşvik almışlardır. Son zamanlarda hantallıklar, yenilenme ataletleri olsa da Koreyi tüm Dünya'da tanıtan bu aile şirketleridir. 2015'li yıllarda yeni yapılanmalara giderek zarar ettikleri alanlardan çekilmeye çalışmaktadırlar.

Kore para birimi won'dır. 1165 won yaklaşık 1$'dır. Eğitim harcamaları Güney Kore'nin bütçesinin %15'5'u düzeyindedir.  ve bu harcama yüksek sayılabilir. Kore'den daha çok harcayan ülkeler ABD %17.1, Meksika %24.3, Birleşik Arap Emirliği %22.5, Fas %26.4, Güney Afrika %18.5  söylenebilir.

Kore'nin geleceği: Güney Kore ekonomisi tipik özellikleri, düşük enflasyon (%2 altında), düşük işsizlik oranı (%3 civarı), kazancın eşit dağılımlı olması ve ihracat fazlası olmasıdır. Eskisi kadar hızlı gelişme olmasa da refahın gelecekte devam ettirilmesi birinci arzudur.

İkinci arzu, Kuzey Kore'nin Güneyle birleşmesidir. Güney, Kuzeyle birleşmeyi arzulamaktadır. Kuzey Kore'nin uzun dönemde  siyaseten liberal demokrasiyi seçmesi,  ekonomik olarak Güney Kore düzeyine getirilmesi ve 75-80 milyonluk 220bin km2 alanlı  Birleşik Kore'nin kurulması arzulanmaktadır. Kuzey Kore'nin, Güney Kore'ye entegrasyonu uzun dönemde iş gücünü ve iç tüketimi artıracaktır. Almanya birleşmesinde olduğu  gibi, Kuzey Kore'nin  altyapı inşası, yenilenmesi  büyük bir mali yük getirecek ancak 10-15 yıl süreyle Kore ekonomisini de canlı tutacaktır.

Kore günümüzde teknolojik yenilikçiliğe/inovasyona  ve eğitime verdiği önemin karşılığını almaktadır. İnovasyon teşviki, yeni iş alanları açmakta ve eğitilmiş iş gücü verimliliği artırmaktadır.

Ayrıca denizlerde büyümek isteyen Çin'in isteklerinin, Japonya ve ABD ile birlikte,  savaşa yol açmadan törpülenmesi, ileride  siyasi bir hedef olabilecektir.

Güney Kore kalkınma sürecinden alınacak faydalı dersler bulunmaktadır.

Offline furian

  • Legendary
  • *
  • Activity: 1353
  • points:
    1716
  • Karma: 7
  • authpaper.io
  • Trade Count: (0)
  • Referrals: 0
  • Last Active: July 31, 2019, 08:53:22 PM
    • View Profile

  • Total Badges: 20
    Badges: (View All)
    10 Posts First Post Fifth year Anniversary
Re: Ekonominin yüksek oranda büyümesi iyi midir?
« Reply #2 on: July 19, 2018, 06:36:27 AM »
Büyümenin nerede olduğuna bağlı. ihraç ettiğimiz büyüme ağırlığımız yok. kdv si düşük malları ağırlıklı ihraç ediyoruz. gerçi o ihracında ağırlığı ithalattan geliyor. Samsung gibi kar patlaması yapabilecek kurumlara ağırlık vermek dururken, inşaat sektörüne ağırlık veriyoruz.
         
        ██
       █████
      ███ ███
     ███   ███
    ███ ▄█▄ ███
  ▐███       ███▌
 ████▄█▀ ██████████▄
█████▀   ████████████
         ████   ████
         ███████████
         █████████▀
         ████
         ████
         ▀▀▀▀▀

Authpaper Coin
    ▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
         ▄███████████▄██████████████████
        ███████████████░░░░░░░░░░░░░░░░██
       ██████████████████████████████░░██
      ███████████████████░░░░░░░░░░░░░░██
      ███████████████████████████████░░██
       █████████████████░░░░░░░░░░░░░░░██
       ██████████████████████████████░░██
        ██████████████░░░░░░░░░▄▀███████████████▀▄
         ███████████████████████▄▀███████████▀▄██
         ████████████░░░░░░░░░░████▄▀███████▀▄████
       ███████████████████████████████▄▀███▀▄██████
 █████████████████████████████░░████████▄▄▄████████
███████████████████████████████░███████████████████
███████████████████████████████░▀█████████████████▀





.BLOCKCHAIN BASED SYSTEM.
.FOR DATA DELIVERY AND........
.CERTIFICATIONS......................
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██
██




..........WHITEPAPER..........
TWITTER
MEDIUM
GITHUB
REDDIT
SLACK
BTC TALK

Offline Rdu

  • Full Member
  • *
  • Activity: 289
  • points:
    610
  • Karma: 7
  • Trade Count: (0)
  • Referrals: 0
  • Last Active: January 08, 2019, 05:41:20 PM
    • View Profile

  • Total Badges: 12
    Badges: (View All)
    10 Posts First Post Fifth year Anniversary
Re: Ekonominin yüksek oranda büyümesi iyi midir?
« Reply #3 on: August 02, 2018, 04:26:56 PM »
Ürettiğimiz ürünlerde büyüme olursa iyidir tabiki. Ama bu büyüme bizim tamamen yerli ve milli üretimlerimiz olacak. Dışarıdan alıp birleştirip sattığımız ürünlerin parası yine dışarıya gidiyor. Bize döviz getirisi olan üretim gerekli. Bu yönde büyüme çok faydalı olur

Offline levyashin

  • Sr. Member
  • *
  • *
  • Activity: 448
  • points:
    806
  • Karma: 24
  • Trade Count: (0)
  • Referrals: 14
  • Last Active: January 05, 2022, 06:26:50 AM
    • View Profile

  • Total Badges: 16
    Badges: (View All)
    10 Posts First Post Fifth year Anniversary
Re: Ekonominin yüksek oranda büyümesi iyi midir?
« Reply #4 on: August 02, 2018, 05:10:15 PM »
Büyümenin kaynağına bağlı.

Bizim gibi kamu harcamaları ve ithalat artışı ile büyümek kötü bir sona doğru emin adım atmak demektir.

Eğer üretim ve katma değerli mal ile büyüyebilseydik o zaman çok iyi diyebilirdik.

Offline bychemist32

  • Legendary
  • *
  • Activity: 1493
  • points:
    4346
  • Karma: 23
  • Trade Count: (0)
  • Referrals: 8
  • Last Active: June 09, 2021, 09:32:14 AM
    • View Profile

  • Total Badges: 22
    Badges: (View All)
    10 Posts First Post Fifth year Anniversary
Re: Ekonominin yüksek oranda büyümesi iyi midir?
« Reply #5 on: August 03, 2018, 01:23:14 PM »
Ekonomin yüksek oranda büyümesi iyi,ancak belirli sıkıntıları var.Sıkıntı ise şu;ekonomi kararlı ve emin adımlarla büyümeli. Hızla büyüyen ekonomiler dışa bağımlı olarak büyüyor ve tam anlamıyla büyüdüğü zaman dışa bağımlılık azalıyor.

 

ETH & ERC20 Tokens Donations: 0x2143F7146F0AadC0F9d85ea98F23273Da0e002Ab
BNB & BEP20 Tokens Donations: 0xcbDAB774B5659cB905d4db5487F9e2057b96147F
BTC Donations: bc1qjf99wr3dz9jn9fr43q28x0r50zeyxewcq8swng
BTC Tips for Moderators: 1Pz1S3d4Aiq7QE4m3MmuoUPEvKaAYbZRoG
Powered by SMFPacks Social Login Mod