Altcoins Talks - Cryptocurrency Forum
Local => Kripto Para Türkçe Forumları (Turkish) => Off-Topic(Konu Dışı) => Topic started by: alidurmaz on October 09, 2018, 10:03:22 AM
-
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın çarşamba günü yeni akademik yılın başlaması dolayısıyla yaptığı konuşmada üniversitelerdeki ‘nicelik-nitelik’ meselesini gündeme getirmesi üzerine Türkiye’nin bilimde dünya sıralamasındaki yerini görebilmek amacıyla incelediğim tablolar, karşıma çok çarpıcı bir durum çıkardı.
Bu, Çin Halk Cumhuriyeti’nin bilimsel yayınlarda, özellikle temel bilimler ve mühendislik gibi alanlarda son 15-20 yıl içinde kaydettiği olağanüstü sıçramaydı.
Sözünü ettiğim durumla, akademik yayınlar ve bu yayınların aldığı atıflar üzerinden ülkelerin bilimsel üretim performansını ölçümleyen SJR veri tabanındaki sıralamaları incelerken karşılaştım.
*
Önce yönteme açıklık getirelim. SJR veri tabanında 1996-2017 yılları arasındaki dönemde toplam 27 akademik alan değerlendiriliyor. Her bir alanda ülkelerin bilimsel üretkenliğini, yıllar itibarıyla nereden nereye geldiklerini somut veriler üzerinden izleyebilmeniz mümkün.
SJR endeksinin ölçüme başladığı 1996 yılında 27 alanın hepsinde de ABD, tartışmasız dünya lideri. Ancak, özellikle 2000’li yılların başlamasıyla birlikte, Çin Halk Cumhuriyeti yukarı doğru bir tırmanış kaydederek, birçok alanda ABD’nin önüne geçiyor.
Örneğin, 1996 yılında 27 alanın tümünde de birinci olan ABD, 2017 yılı sonunda birinciliği yalnızca 16 alanda koruyabiliyor. Toplam 11 alanda ilk sırayı Çin’e kaptırmış. ABD’nin önüne geçtiği şu alanlar Çin’in yönelişi hakkında yeteri kadar fikir verici: Enerji, mühendislik, çevre bilimleri, kimya mühendisliği, kimya, bilgisayar bilimi, karar süreçleri bilimi, yer ve gezegen bilimleri, materyal bilimi, matematik, fizik-astronomi...
Çin, ABD’yi malzeme biliminde 2007, bilgisayar biliminde 2009, matematikte 2012 ve fizik-astronomide 2013 yıllarında geçmiş. Ayrıca, Çin’in birinci olamadığı diğer alanların çoğunda ikinci sırada durarak, ABD’ye rekabet baskısını hissettirdiği gözleniyor.
Çin’in bu etkileyici performansı, bir ülkenin uyguladığı sistematik bilim politikalarıyla çok da uzun olmayan bir zaman dilimi içinde ne kadar önemli bir fark yaratabileceğini gösteren, örnek alınması gereken bir başarı öyküsü.
*
Gelelim ülkemize. Dünkü yazımızda vurguladığımız üzere, Türkiye, 2017 yılında bütün alanların toplamında dünya sıralamasında 19’uncu geliyor. Buna karşılık 1996 yılında dünya sıralamasında 26’ncı sıradaymış. Geçen 22 yıl zarfında Türkiye 7 basamak yükselerek 19’uncu sıraya çıkmış.
Daha detaylı bir okumada, Türkiye’nin 1996’dan 2004’e kadar genel bir yükseliş çizgisi izlediğini, bu tarihten sonra 18-20 bandında yerini sabitlediği görüyoruz. 2004 yılında ilk kez 20’nci basamağa çıkan Türkiye, 13 yıl sonra geçen yıl 19’uncuydu.
*
Bütün bu sıralamalarda göze çarpan bir nokta, İran’ın 1996’da Türkiye’nin çok gerisinde, 52’nci sırada olmasına karşılık, sonrasında büyük bir atağa kalkması, istikrarlı bir şekilde adım adım yükselerek Türkiye’ye yaklaşması ve ardından Türkiye’yi geçmesidir. İran, genel sıralamada Türkiye’yi 2011 yılında geçerek 17’nciliğe çıkmış. Türkiye o yıl da 19’uncu sırada. İran 2017’de 16’ncı sıraya yükselmişti.
SJR endeksindeki toplam 27 alana bakıldığında, İran, tam 21 alanda akademik yayınlarda ve alınan atıflarda Türkiye’nin önüne geçiyor. Türkiye’nin İran’ın önünde olduğu yalnızca 6 alan var: Sanat-beşeri bilimler, ekonomi, tıp, psikoloji, sosyal bilimler ve veterinerlik... İran, bunun dışında çoğu temel bilimler ve mühendislik gibi alanlarda olmak üzere her alanda Türkiye’yi geçiyor.
Tek bir alandan örnek vermek gerekirse: Türkiye, 1996 yılında matematikte dünya sıralamasında 33’üncü, İran ise 47’nci sıradaymış. Geçen yıl İran matematikte 13’üncü sıraya çıkarken, Türkiye 20’nci basamaktaydı. Kimyada sıralama 11-20 İran’ın lehine. Fizik-astronomide ise 13’e 21.
*
Bu tabloya bakınca, İran’ın ciddi bir devlet politikasıyla akademik yayınları teşvik ederek, anlamlı bir sıçrama gerçekleştirdiğini teslim etmemiz gerekiyor.
Türkiye’de ise son yıllarda üniversite sayısında büyük bir artış kaydedilmesine karşılık, akademik yayınların, yani bilimsel üretimin bu niceliksel artışı izleyemediği, aksine dünya sıralamasındaki yerinden de görüleceği gibi bir durağanlaşmanın yaşandığını söylemek mümkün.
Üniversitelerdeki öğretim üyesi kayıplarının, beyin göçünün önümüzdeki yıllarda bu yönelişe daha da olumsuz etki yapması muhtemeldir.
Her halükârda bilimde fark yaratabilmek açısından Çin ve İran örneklerinden çıkarmamız gereken pek çok sonuç var.
Sedat Ergin Hürriyet
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/bilimsel-uretimde-iran-turkiyeyi-gecince-40978244
-
İran eski günlerine dönebilir tekrardan şeriat gelmeden önce zaten bilimde çok iyi çalışmalar yapıyorlardı ancak şeriat geldikten sonra ülke birden karanlığa büründü
-
İste bunu kaldiramiyorum guzel ulkemizin bu duruma dusmemesi gerekirdi nedir bu bilimden uzaklasma nedir bu gercekleri gorememe gercekten cok sinirleniyorum. BILIMIN Isigindan ayrilmama dilegi ile...
-
İran eski günlerine dönebilir tekrardan şeriat gelmeden önce zaten bilimde çok iyi çalışmalar yapıyorlardı ancak şeriat geldikten sonra ülke birden karanlığa büründü
Yapmayın Allah aşına şeriatla karanlığın ne alakası var. Üstelik İran'ın gerçekten şeriatla yönetildiğine inanıyormusunuz?
Dünyada şeriatle yönetilen tek ülke vardır oda İsrail'dir. Onun dışında inandığı dine göre kanunlarını belirleyen bir ülke daha yok.
Karanlığın bana göre beyinlerle alakası var. Adamlar dini bahane ederek dini kullanarak istediklerini asıp kesiyorlar.
Din ile dini kullanan insanları birbirine karıştırmayın.
-
Herzaman dini aşırı şekilde yaşayan ve haddinden fazla ülke yönetimine sokan ülkeler başta Müslüman devletler gerilemeye yüz tutmustur. Israil kendi dinine baglı bir sekilde yonetiliyorsada teknolojide ne durumda olduklarını soylemeye gerek duymuyorum. Umarım biz muslumanlar ve musluman ulkeler dinimizi kendi icimizde yaşayıp aynı sekilde teknolojik gelismeleride takip etmemiz gerektigini anlarız.
-
Geçerler adamlar bilime önem veriyorlar bizimkiler gibi değiller daaha çokta geçeceklerdir her şeyde bizden ileri bir ülke
-
Ülkemizin eğitim yapısı her yeni gelen bakanla değiştiğinden geçmeleri çok çok normal öğrenciler bir sisteme alışamadan diğer bir sisteme alışmaya çalışıyorlar bunlarda insan her sene sınav sistemi mi değişir bi ülkede
-
Türkiyenin bilime önem verdiği falan yok geçen sene trt 1 de adamlar yarışmada hoşafı birinci yaptılar ödülü ona verdiler bu mu bilimde bizi öne geçirecek hoşaflarla mı gelişicez.
-
ülkemiz bilim alanında ne üretiyorda iran türkiye yi geçti denilebiliyor ? bu da ayrı bir akıl tutulması gerçeklere bu kadar kapalı olmamak lazım . ülkemiz bilim alanında öncü olabilirdi nice yetişmiş insanımız vardı hepsi nasalarda micorosftlarda şimdi
-
biz askeri sanayi için büyük bütçeler ayırıyoruz. yapalım sorun değil. ama ekonomi olmadan o bütçeleri bir aşamadan sonra azaltacak duruma bile gelebiliriz. ekonomiyi kalkındıracak olan yüksek katma değerli ürünler.
-
Şu şekilde yönetilen İran’da bizi bilimsel olarak geçiyor Ya diyecek birşey bulamıyorum. Ne zaman ülkemizde bilime sağlam bütçeler ayıracak acaba.
-
İran eski günlerine dönebilir tekrardan şeriat gelmeden önce zaten bilimde çok iyi çalışmalar yapıyorlardı ancak şeriat geldikten sonra ülke birden karanlığa büründü
Yazıda 'İrandan bahsediliyor ve İran'ın, bilim alanında Türkiye'yi geçtiğini'' söylüyor. Saldırmak için bahane aramayalım lütfen. İran'ın şeriatla, Türkiye'nin demokratik cumhuriyetle yönetildiğini hatırlatırım size. ;)
-
sorun nerede diye bürokratlara talimat verip, karşılarına gelen araştırma rapor sonuçlarında gerçekten sorunu çözücü eyleme geçilmediği sürece İran bize fark bile atabilir.
-
Yani İranın bizi geçmesine harbiden şaşırdım. Demekki biz baya karanlığa girmişiz. Dip noktasını görmeden aydınlığa çıkamayacağız. Etraf şak şakçı dolu. Geçenlerde Uzay Bilimleri Dekanı kadının yeri evdir, çocuk doğurmaktır gibi salak saçma laflar söylemişti. Bakın adam Uzay Bilimleri Dekanı şimdi bu gerzeği dekan yaparsan bilim alanında nasıl ilerleyeceksin. Bunun mümkünatı var mı?
-
bizde oy odaklı bütçenin belirlenmesi var. eğer eğitimde bazı okullar başarılı olamıyorsa, onların sayısının artırılmasının kime ne faydası var. bu ülkeyi matematik, fen, yazılım, bilimsel alanda yetiştirdiğin gençler kurtarır ancak.
-
Biz son zamanlarda okumayan, araştırmayan ve sorgulamayan insanlar olduk. Herkesin elinde akilli telefon sosyal medyada yorumlasma gezme tozma fotografi. Yasama amacini bile bilmeyen uretmeyen , tuketen bir toplum olarak devam ediyoruz.
-
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir sözü boşuna söylenmedi. Yani ülkemizin gelişmesini istiyorsak sokaktaki herkes siyaseti falan konuşmayı bırakıp bilimsel ne yapabiliriz konuşmalı bence. Bu konuda konuşsak muhakkak içimizden birileri süper projeler işler yapacaktır. Fakat biz hep siyaset ve futboldan başka bir şey bilmiyoruz. Futboldan başka spor dalları olmasına rağmen tek futbol konuşuyoruz. Artık her şeyi bir kenara bırakıp bilimsel ne yapabiliriz konuşmalıyız bence.
-
bunlar sorun değil. asıl ders alıp bilimsel üretimi hangi teknolojilerde artırmamız lazım. nasıl ihracata, kdv ye yönelik ürünleri pazarlayabiliriz, bunlara yönelik adımların atılması gerek.