Dünyanın en büyük mağarası tespit edildi başlıklı bir yazı gördüm. Laos-Vietnam sınırında bulunan Son Doong, 2013 yılında turistlik turlar için açıldığında, ziyaretçilerinden en az bir kişinin kaybolup tekrar görülmemesi ile mağara ziyarete kapatılmış. Ayrıca Turistlerden mağara derinliklerinde ve karanlıkta gizemli sürüngen benzeri insansı yaratıklar ‘görüldüğüne dair raporlar tutulmaya başlanmış Yerel insanların onları ‘şeytan yaratık.’ olarak nitelendirdiği muhtemelen reptilian olan bu yaratıklar ile defalarca karşılaştıklarını bildirdiler. Onlar insan vücuduna sahip ancak derileri ve yüzleri bir ‘ejderha’ ya da kertenkeleye benzeyen varlıklar olduğu söylenmiş.
Birkaç yıl önce, bu konu üzerinde kişisel deneyimlerini 3 e-posta ile derleyen bölgede görev yapmış emekli bir asker konuyu araştıran gazeteciye ulaşır. Vietnam’da bu tür anormal karşılaşmalar olduğunu özellikle Çinhindi nin diğer bölgelerinde söylentilerin çokluğunu anlatır. Kendi ifadesi ile.
1970 yılında ABD Ordusunda bir onbaşı olarak görev yaptığını – yaklaşık 30 mil güneyde DMZ bir bölgede Güney Vietnam’a konuşlandırıldıklarını. O zaman onun ikinci-komuta askerlerinden bir takımı olduğunu. orman alanında bir ordugâh olduğunu. O akşam onun bölümü batı kampından küçük vadilere bir devriye emri aldığını ve uzman çavuş tarafından yönetilen takımın bunu uyguladığı söyler.
Daha sonra uzun küçük vadilerden birine girdiklerinde önlerinde bir hareket tespit ederler. Bu aktivite dağınık gibidir, bu yüzden onların düşman askeri olduğundan şüphe ederler. ağaçlar ve uzun çalılar arasında saklanırlar 15 dakika kadar . Fakat mehtap o gece parlak olsa bile ne olduğunu tespit etmek için yeterli ışıkları yoktur.
Bir süre etkinlik durdurulmuştur sonra, vadi boyunca yavaş hareket devam eder.. tepenin üzerinden dik bir duvara yaklaşırlarken birisi ya da bir şey önlerine geçişte büyük taşlar ve kayaları yığılmış gibi görünüyor. Bunların Üstünde yaklaşık 5 ayak yüksekliğinde ve 3 ayak genişliğinde daralan Bir mağara girişi görünüyordu. Geçit gözlemleyerek, kenarları küçük çift aralıklı oluklar ile pürüzsüz.bu mağarayı daha iyi görürler.
Sadece yeraltı tünellerinde böyle düşman mağaraları gördüklerinden bununda o tarz bir düşman saklanma yeri yada bir besin deposu olabileceğini düşünürler., Çavuş, bu sebepten onları mağarayı araştırmak zorunda olduklarını söyler.
O andan itibaren işler garip bir hal alır . Askerler mağara girişinde kaynaklanan bir çürük kokusu fark etmeye başlarlar. O vakte dek karşılaştıkları kokular ile bu kokuyu karşılaştırdılar yumurta ve çürüyen insan gibi kokuyordu.. Bu koku askerlerin bir kaçını rahatsız etti çünkü o kadar iğrenç ve keskinleşen bir kokudur ki geriye ormana doğru uzaklaşırlar, fakat başta çavuş olmak üzere. Olayı anlatan asker bir şey gözlemlemek amacıyla girişine ışık yönlendirerek, mağaraya tekrar yönelirler. ama bir şey görmek mümkün değildir ve içeride ne olduğunu dair hiç bir fikirleri yoktur.
Yeterince tespit ve mağara girişinde gözlemlemek için – tüm kadro yaklaşık 45 mt.girişinde pozisyon alırlar. Onlar sessizce etrafı görmeye çalışırken , uzak mesafeden gelen guruldama sesleri duyarlar ama orman garip sakinlik içindedir. Çavuş kendi kendine konuşurken konuyu anlatan askere yakın oturuyordur ve korkmuş olduğu bellidir. Askerlerde bu sırada ürkmüş gözlerle çevreyi taramaya devam ederler.
Birkaç saat sonra, şafak yaklaşıyordur ve askerler harekete hazırlanır . Çavuş saatini kontrol eder saat 5 olmuştur. O an mağaranın önünde bir hareket belirir. Bir varlık (Onlar önce bunun bir adam olduğunu düşünürler) mağaranın önündeki açıklıktan girişine hareket eder . kalkar, en az 7 ayak yüksekte durur ve askerlerin olduğu yere doğru aramaya başlar. O zaman, başka bir benzer görünümlü yaratık mağaradan dışarı hareket eder. Onlar askerlere bakarak cehennem sesleri gibi ‘tıslamaya başlarlar.
Olayı anlatan asker bu varlıkları açıklarken onların iki ayağı üzerine kalkmış kertenkele gibi göründüklerini söyler.. Neredeyse siyah – pulları, parlak derileri karanlıktı. Çok büyük Yılan benzeri gözlerleri ve yüzleri olduklarını söyler . Bir insan gibi değil pullu deri ile kol ve bacakları vardır. Kuyrukları yoktur ,başlarına koyu kap benzeri kaplama ile birlikte uzun tek parça koyu yeşil elbiseleri vardır. Ayakları pençeli olup çıplaktır .
Hiç kimse emir vermeden bu kısacık anda tüm kadro onların üzerine defalarca ateş açar. Onlarla arandaki bitki örtüsünün her parçası çabucak kesilir.Bu sırada çavuş ateşkes emri verir. Orada hiçbir şey yoktur. Askerler hemen bu durumda çevrelerini çembere alarak etrafı kontrol ederler ama hiçbir şey bulamazlar.
Onlar mağara girişinde tetikte beklediler fakat .varlıkların kaçtığını belli oldu – büyük olasılıkla geri mağaranın içine kaçtılar . Etrafa incelediklerinde parçalanmış insan vücutları ve bol miktarda kemik bulurlar . Bu yaratıkların tekrar çıkması olasılığına karşı mağara girişini kapatmaya karar veriler ve bomba ile mağara girişini kapatırlar.
kampa döndüklerinde hepsi şaşkınlık içindedir .Orada olayın anlatılıp anlatılmaması konusunda küçük bir tartışma oldu bu yüzden çavuş detaylı bir rapor yayımlandı. Fakat bu rapor üst kesimlere ya ulaşmadı yada görmezden gelindi.
Bu olayı tekrar gündeme getiren şey ise kaybolan turistlerden yada yerli insanların rapor ettikleri yaratıklardan çok. Mağaranın derinlerinde bir turistin çektiği bir resim olmuştur. Karanlık içinde belli olmayan sürüngensi varlık, dikkatli bakıldığında görülmektedir. Resmi çeken kişi bir anda beliren yaratığın çok hızlı şekilde mağranın derinliklerine kaçtığını söyler. Belki O yaratıklar hala orda mağaranın içinde bir yerdeler kimbilir ?
http://gizemlervebilinmeyenler.com/vietnamda-son-savas-reptilian-magarasi/