Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, nisandan itibaren yıllık enflasyonun düşüş trendine geri döneceğini belirterek, "Enflasyonda eylül-ekim döneminde yüzde 10'lu seviyeleri görmenin mümkün olacağını ancak yıl sonunda bazın da etkisiyle yüzde 14,5 seviyesinde tamamlanabileceğini düşünüyoruz." dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, martta Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık yüzde 1,03 ve yıllık yüzde 19,71 artış kaydetti. AA Finans Enflasyon Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, enflasyonun aylık yüzde 0,79 ve yıllık yüzde 19,43 artacağı öngörüsünde bulunmuştu.
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mart ayında tüketici enflasyonunun yüzde 1 düzeyindeki öngörülerine oldukça yakın gerçekleştiğini belirterek, "Yıllık enflasyon ise yüzde 19,71 ile düşüş trendine ara verdi ancak nisan ayından itibaren yıllık enflasyonun düşüş trendine geri döneceğini, düşüş hareketinin önce haziranda, daha sonra da ağustostan itibaren belirgin boyutlarda gerçekleşebileceğini tahmin ediyoruz." dedi.
Eylül-ekim döneminde enflasyonda yüzde 10 seviyelerini görmenin mümkün olacağı öngörüsünde bulunan Tokalı, şunları kaydetti:
"Yıl sonunun baz etkisiyle yüzde 14,5 seviyesinde tamamlanabileceğini düşünüyoruz. Küresel koşulların destekleyici kalması durumunda yıl sonu tahminimizde aşağı yönlü risklerin de bulunduğunu eklemek isteriz. 2020 sonu tahminimiz ise yüzde 11 düzeyinde... Manşet enflasyondaki düşüşte kısa bir ara görürken, çekirdek enflasyon göstergelerinde yıllık orandaki düşüşün geçen yılın kasım ayından beri devam ettiğini izliyoruz. Düşüş trendinin sürmesini de bekliyoruz. Öte yandan, enflasyondaki kalıcı düşüş dinamikleri açısından Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE)-TÜFE ve mal-hizmet enflasyonu arasındaki farklılaşmada gözlenen iyileşmenin mart verilerinde soluklanma işareti vermiş olmasının, dezenflasyon süreci açısından temkinli bir yaklaşım gerektirdiğinin altını çizmek isteriz."
Tokalı, işlenmemiş gıda fiyat gelişiminin enflasyonla mücadelede yük oluşturmaya devam ettiğine dikkati çekerek, işlenmiş gıda enflasyonunda ise hem aylık hem de yıllık bazda yavaşlamanın sürdüğünü söyledi.
Mart enflasyonunda baskı yaratan diğer unsurlar olarak, ilaç fiyatlarında yapılan düzenlemenin devam eden etkisi, benzin fiyatlarındaki artış, altın ve posta hizmet fiyatlarının belirdiğini anlatan Tokalı, "Diğer taraftan, talepteki yavaşlığın etkisi, giyim fiyatlarındaki mevsimsel etkinin altında gerçekleşen fiyat artışı, ılımlı kalan konut enflasyonu, otomobil fiyatlarında düşüş, dayanıklı tüketim mallarında ılımlı seyir gibi enflasyonla mücadele programını destekleyen gelişmelerde gözleniyor." dedi.
Tokalı, destekleyici küresel ortama karşın dezenflasyon ve özellikle gıda enflasyonunda kalıcı iyileşme görülene kadar para politikasının sıkı duruşunda gevşeme beklemediklerini aktararak, "Merkez Bankasının 25 Nisan toplantısında da herhangi bir değişiklik beklemiyor, bu yıl için öngördüğümüz 250 baz puanlık indirim beklentimizi koruyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Enflasyonun 3. çeyrekte baz etkisiyle sert gerilemesi mümkün"
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi de mart ayı enflasyonunda, tanzim satışlarına rağmen meyve-sebze fiyatlarının geçen yıla kıyasla daha yüksek artmasının etkili olduğunu, gıda dışı diğer gruplarda yaşanan fiyat gerilemesinin veya düşük fiyat artışlarının ise dengeleyici etki yaptığını söyledi.
Akaryakıttaki fiyat artışları kaynaklı enerji grubunda yüzde 1,94 ile geçen yıla göre yükseliş kaydedildiğine dikkati çeken Bürümcekçi, "Kurlara hassas olan bazı gruplarda (ev içi tekstil, araç satın alımı, telefon ekipman, kişisel bakım ve benzeri) fiyat düşüşleri veya ılımlı artışlar gözlendi. Giyim fiyatları da yüzde 0,46 ile geçen yılın mart ayından daha ılımlı artış gösterdi. Böylece yıllık TÜFE de şubattaki yüzde 19,67 seviyesinden martta yüzde 19,71'e çıktı." diye konuştu.
Bürümcekçi, gıda enflasyonunun işlenmemiş gıda fiyatları kaynaklı yükseldiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Endeks tarihindeki ortalama yıllık artışı yüzde 10 civarında olan gıda fiyatlarının 2019'daki seyri, enflasyonun Merkez Bankasının yüzde 14,6 düzeyindeki yıl sonu tahmininden sapma konusunda önemli belirleyicilerden biri olacaktır. Kısa vadede, petrol fiyatlarındaki yükseliş, geçici KDV ve ÖTV indirimlerinin haziran sonunda uzatılmaması ihtimali, tütün ürünleri ÖTV düzenlemesinin henüz firmalarca fiyatlara yansıtılmaması ve asgari ücretin enflasyon tahmininin çok üzerinde belirlenmesi yukarı yönlü riskler olarak izlenmektedir. Buna ek olarak, mart ortalamasında kur sepeti bazında yüzde 3,2 civarı artış kaydedilmesi ve son bir yıllık dönemde değer kaybının yüzde 33 civarında kalması kurlardan fiyatlara geçiş riskinin canlanabileceğine işaret etmektedir. Dolayısıyla kurlarda yeni bir şok olmaması durumunda yıllık enflasyonun ilk yarıda yüzde 19-20 aralığında seyretmesi, 3. çeyrekte baz etkisiyle yüzde 13-14 aralığına sert gerilemesi, son çeyrekte ise tekrar yükselerek yılı yüzde 16-17 aralığında bitirmesi olası duruyor."
- "Enflasyonda düşüş süreci beklentilerin ötesinde olabilir"
Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek ise yıllık dönem karşılaştırması ile bakıldığında, gerek ortalama gerekse kümülatif performanslar açısından TÜFE ve ÜFE gelişimlerinde bir miktar gerileme olduğunu söylemenin mümkün olduğunu vurguladı.
Hesaplamalarına göre aylık TÜFE'ye en yüksek katkının 0,57 puanla gıda ve alkolsüz içecekler kaleminden geldiğini belirten Gödek, şunları kaydetti:
"12 ana grubun 11'inde fiyat artışı olurken, haberleşme eksi 0,01 puanla düşürücü yönde etkide bulundu.
Şubat ayında 418 ürünün 235'inde fiyat artışı olurken, mart ayında söz konusu rakam 270'e yükseldi. Fiyatı düşen ürün sayısı ise 154'ten 115'e gerildi. Enflasyonun yılın ilk yarısında ağırlıklı yüzde 19-20 bandında seyretmesini ve ikinci yarıda baz etkisi kaynaklı gerilemesini düşünmeye devam ediyoruz. Azalan iç talep ve yavaşlayan ekonomik aktivite enflasyonda düşüş sürecinin beklentilerin ötesinde olmasına imkan tanıyabilir."
https://www.bloomberght.com/ekonomistlerden-enflasyon-degerlendirmesi-2209666