
Devletlerin/hükümetlerin son zamanlarda bizim yaptığımız gibi aniden yaptığı über vergi zamları,akaryakıt güncellemeleri(en son %20 doğalgaz zammı/güncellemesi),kredi kartı faizlerinin güncellenmesi vb. uygulamaların 2 sebebi vardır; Savaş hali. Malumunuz içinde bulunduğumuz coğrafyada an be an kendimizi düşünmekten alıkoyamadığımız, boyalı haritalar üzerinde sratejik analizler yaptığımız savaş beklentisi/kaygısı her daim gündemdedir ve de olmaya devam edecektir.İçinde bulunduğumuz coğrafya bizi buna mecbur bırakmaktadır.Keza coğrafya bir ülkenin kaderidir lafı bu noktada boşa söylenmemiştir.Malumunuz,TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ(M.Ö. 209) başta olmak üzere diğer güvenlik güçlerimizin yurtiçinde ve yurtdışında amansız bir şekilde vermiş olduğu mücadele hali hazırda devam etmektedir.Allah ayaklarını taşa çattırmasın, ne diyelim.
Diğeri ise -biz de daha olası gözüken- ekonomik krizdir.Tabii buna ek olarak iktisadi açıdan evvelden beri ara ve yatırım mallarına bağımlı fason sanayimizin olması ki buna rağmen varsayalım Apple veya Samsung Türk firması olsa idi inanın bu gün elde ettikleri gelirleri ar-ge,eğitim vb. harcama kalemleri yerine gidip Kazlıçeşme'den arazi satın alırlardı.(Eczacıbaşı İlaç, Silivri’de bulunan arsayı 16,4 milyon TL bedelle satın alması gibi)
Bu noktada, maalesef üretimden parayı kazanan vizyon sahibi olduğunu düşündüğümüz markalar bile, parayı kendi işini geliştirmeyi,beşeri sermayesini,kalitesini yükseltmeye değil de taşa toprağa yatırır oldu.Çünkü orta sınıf gelir tuzağında sıkışıp kalmış bir üst seviyeye çıkmakta zorlanan bir toplumun eğilimi ve ticari/mesleki değer yargıları bile maalesef bu istikamette tezahür ediyor.Keza ülkemizde son 10 yılda okuyan eğitimli kesimin eğitimsizlere göre fakirleşmesi,organik hoşafın bilim ve teknoloji gelişmişliğini sembolize eder hale gelmesi,yüz binlerce üniversite mezunu genç işsiz olmasına rağmen bir bakanın çıkıp
elmas gibi eğitim sistemine sahip olduğumuzu söylemesi bunun en belirgin göstergelerindendir.
Bunun yanında çoğunluğun temsilcisi olduğunu öne süren, kıro/çomar/gerici/yobaz diye nitelendirdiğiniz,aşağılandığını ve hatta yer yer kandırılarak mağdur edildiğini düşünen bu insanlar, sizden daha zengin ve daha güzel yaşam koşullarına daha az emek ve vakit harcayarak sahip olabiliyorlar.Onlara amcasının,dayısının referansıyla her kapı açılırken,sizler yüksek lisans bitince kadro açılacak mı acaba diye kaygıyla bekliyorsunuz.Zira Alesten,Kpss'den,Yds 'den yüksek puanlar almanız yetmeyecektir.Çünkü partilerin ilçe teşkilatlarında dayınızın adamı yoktur. Kaldı ki 50~60 yıldan fazla militarist beyaz Türk oligarşisinin dışladığı, adam yerine koymadığı yine bu insanlar bu gün elitizmin kalesi/sarayı olan yerde iktidar veya onun yalakası olarak mevki/makam/statü/arsa/arazi sahibi olup adeta liyakat sahibi, gerçekten mağdur olmuş insanlarla dalga geçiyor ve onların haklarını yiyorlar.
Şimdi anaakım(yandaş) medyayı takip ettiğinizde her şeyin yolunda gittiğini göreceksiniz ki size öyle olmadığını basit ve medyada pek göz önünde bulundurulmayan örneklerle izah edeyim;
-Devlet memuru olarak 2011 yılında göreve başlayan bir memurun maaşı 950$ dolardı, şu an ise 680$ dolar oldu.
- 2008: 1 asgari ücret 9.5 çeyrek altın (1 çeyrek altın = 300tl civarında , Temmuz 2018)
2018: 1 asgari ücret 5.07 çeyrek altın
-Malum soğan ve patates fiyatlarının 1 doları aşmasını herkes biliyor;

-İstanbul 1. ve 2. Köprü geçiş ücretleri;
2016: 3.50 tl
2018: 8.75 tl
-Rotatif kredi faiz oranlarının bir gecede %18’den %27’ye fırlaması.
(Bankaların verdiği kredi kartları rotatif krediye bir örnektir.)
-Merkez Bankasının 23 milyar tl para basması.Emisyon,yani para arzının arttırılmasıdır.Bu da enflasyonu yani bir manada hayat pahalılığını arttıracaktır.
(Merkez bankasının tedavüldeki para dağılımı aşağıdaki linkten takip edilebilir:
http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Banknotlar/Banknotlarla+ilgili+Genel+Bilgiler/Kupur/ )
-Türk lirası Kırılgan Beşli ülkelerinin (BRIC ülkeleri: Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) yerli paralarından daha fazla değer kaybetmiştir.Gelişmekte olen ülkelerin enflasyon ve faiz oranları aşağıdaki grafikte verilmiştir;

(an itibariyle faiz oranının %17.75 civarındadır.)
-Acil ihtiyaç sahipleri gerekli ithal ilaçların bir çoğunu aylardır alamıyor.Şu an paranızla bile bazı ithal ilaçları alamazsınız.Sağlık bakanlığının açıkladığı alım kuru ile gerçek kur arasında dağlar kadar fark olduğundan firmalar bu ilaçları ithal etmiyor,edemiyorlar.Bu durum bir çok mağduriyete yol açıyor.Fakat maalesef pek bilinen bir durum değil bu.
-81 milyonluk ülkeyiz ve mahkemelerimizde 28 milyon icra dosyası mevcut.
- 2017'de 1 ton kömür 700-750tl
2018'de 1 ton kömür 1350tl
(100m2 ara katta bir ev ortalama 3-3.5 ton kömür harcar Erzurum,Kars gibi soğuk illerde.Keza evin büyüklüğü veya yalıtım durumuna göre kömür sarfiyatı 4 tona çıkabilir.)
Bu örnekler daha da arttırılabilir.Şayet bir ülkede, büyüme oranıyla beraber, cari açık ve enflasyon da artıyorsa o zaman o ülke ekonomisi için çok iyi diyemezseniz arkadaşlar.
Ülke üretimini ocağın üzerindeki bir tencere suya,ihracatı bu tencereye ilave edilen su,ithalata ise eksilen su,enflasyon ise ocağın gazı, cari açığı da ocağı yakan ateş olarak düşünürsek; ülkemizde şu anda ocağın gazıyla beraber sıcaklık derecesi arttığı için, tencere içindeki su kaynamakta olduğu için doğal olarak da suyun hacmi artmaya başladığı sanılıyor, içindeki fokurdayan su baloncuklardan ötürü. E haliyle dışarıdan bakanlar da tencerenin içindeki su miktarını arttı sanıyor ve bilakis yandaş medya da böyle bir algı yaratıyor.Halbuki buharlaşmayla beraber azalan sadece su oluyor.İşte o buharlaşma başlayıp tencere içindeki su azaldıkça sadece ekonomiden anlayanlar değil,anlamayanlar da günün sonunda ekonominin çok iyi olmadığını görecek ve maalesef ki işte o gün bunu acı bir tecrübeyle yaşayacağız.Umarım ben yanılıyorumdur ve ekonomi denildiği üzere çok iyidir.
Herkese iyi forumlar ve güzel paylaşımlar diliyorum.
Alıntıdır hazırlayan arkadaşa teşekkürler